25 Şubat 2009 Çarşamba

Ömer’in güncesi


Ömer’in güncesi

On gün rapor neyin var
- HİÇ
Hiçi olanın daha nesi olsun ki. Bel ağrısı birde sanırım migren. Bu bel ağrısı ile bu kadar kilometre kat etmeme şaşırmış olmalıyım. O çatısız evlerde karpuz kabuğu çıtlatmanın ayrı bir tadı var. Dostum sen neden burada olduğunu bilmiyorsun, bunun ne önemi var. Kemiklerin üşüdü mü hiç senin? Çatısız evlerin üzerine yağan karda üşüyen değildi sadece kemiklerim, bir yüreğim de nasiplendi ayazdan. Çok üşümek, çok üşümek, çok üşümek dostunun sıcaklığının yanında üşümek çok. Gereksiz cümlelerimi sırt çantama yükleyip bacaklarının arasında uçmak gökyüzünde. Acılarının x-rey e takılıp kalması. Kemerinizi çıkartın beyefendi diyen görevliye acaba yanlış mı geldim sorusunu neden sormadım düşüncesinin beyninizi işgal etmesi. Ve işte çıkartırımda kemerimi acılarıma ilişme. O sadece içimde patlar, içimde enkaz sonra. Sonra unuturum dedim seni o çatısız evlerde ama içime bu kadar sinmişken yanında ki bayanın yüzüğüne takılıyken gözlerin gel sen göz yaşlarını dizginle. Vıdı vıdı iki dost iki farklı kadını konuşurlar bir Birecik otobüsünde. İyi değiliz bildiğimiz tek şey bu hiç iyi değiliz. Bu çok kötü olduğumuz anlamına gelmez yani hiç iyi değilsek de çok kötü değiliz hamdolsun. Artık izin biter herkes yine kaldığı yerden acıları ile cebelleşmeye devam eder hiç şikayet etmeden sitemkar davranmadan acıların olgunluğuna sığınarak.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

kadim dostum on günlük güncede daha fazla duygusal ritim istiyoruz. :) "seçkin bir insan değilim ismimin baş harfleri acz tutuyor bağışlamanı dilerim." sevgilerle

ömer yusuf dedi ki...

gittiğimde değil ancak kaldığımda duygusallığım yerinde duruyor yinede güzel bir yazı yazmayı isterim nasipse...yine yeniden bismillah...