23 Şubat 2008 Cumartesi

ÖMER YUSUF CAN/^^BİR BÜYÜK YALNIZLIĞIN ÖN HAZIRLIĞI^^



Pılını pırtını toplarsın…bavulunda kocaman bir yer ayırırsın yalnızlığa.oysa bavula gerek yoktur,o kendine bir yer bulmuştur çoktan…eksik kalan bir şeyler var sanırım yada her şey çok fazla…arkamdan el sallayanım olmadan()bu çok acı bir şey)inzivam için ayrılmış mekana yol alıyoruz…elektrik tesisatları,su boruları,kaplar kacaklar,halılar,koltuklar,her halde her şey tamam(mı?)…peki aşklar,özlemler,sıcak gülümsemeler,boş olsa da çoğu zaman sevdiğim muhabbetler onlar neredeler?sessizlikte bir ses işitiyorum…YOKLAR…kalbim /şükür ki yerinde duruyor) bu kelimeyi kaldıracak mecali yok..yalnızlık şubat ayı kadar soğuk…anlaşıldığımı sandığım ölçüde anlamsızlaşıyorum mudur ne? Ablacım(köyde evimin anahtarını isterken karşıma çıkan bayan)bu cümleleri ve özellikle şuan sarf etmek zorunda mıydın…bir telefon görüşmesi hocanın anahtarları nerede?karşıdan benim duymadığım fakat sonrasında tahmin edebileceğim bir ses…yalnız asılı olanlar mı…işte o an anladım tek başına kalakalmanın yalnızlıkla eş değer olduğunu…aman Allah ım çıldırmak üzereyim…ipte tek başına asılı olan anahtarla bu anlamı yüklemek zorunda mıydın…o an bir kadın gibi olduğum yere çökerek ağlamak istedim..boğazım yumru gibi oldu…yapamadım…bir ölüyü defneder gibiler,soğuk evimde bırakıp gittiler.sorgu meleklerini bekler gibiyim..soğuk odamda bir o kadar soğuk yatağımda soğuk vücudumun üzerine çekiyorum yalnızlığımı…işte çöl her şey sıkıntı bir şaire ait bu cümleler döküldü dudaklarımın arasından…yalnızlık varsa ki var yalnız olan birileri de olmak zorunda…ki ben şuan bu yalnızlığa talip olanlardan sadece biriyim…talip olmadım oysa zorunda bırakıldım…bir içgüveyi gibiyim yalnızlığın koynunda…yada ben abartıyorum,ne fark eder yalnızım ya gerisi önemli değil…hepsi bu bayım…